Kentsel Dönüşüm
Kentsel dönüşüm, genellikle yaşanan kentsel sorunların çözülmesi ve kentsel yaşam kalitesinin artırılması amacıyla, var olan kentsel alanlarda yapı stokunu, altyapıyı, sosyal donatıları ve çevresel koşulları iyileştirmeyi hedefleyen bir süreçtir. Bu süreçte genellikle eski veya riskli yapılar, modern ve güvenli konutlara dönüştürülür, çevresel altyapı güçlendirilir ve sosyal donatılar artırılır.
Kentsel dönüşümün temel amaçları şunlardır:
Yaşanabilirlik:
Konutları daha güvenli, konforlu ve çağdaş hale getirerek yaşanabilir bir çevre oluşturmak.
Risk Azaltma:
Deprem, sel gibi doğal afetlere karşı riskli bölgelerdeki yapıları güçlendirmek veya yeniden inşa etmek.
Çevresel Sürdürülebilirlik:
Enerji verimliliğini artırmak, yeşil alanları çoğaltmak gibi çevresel sürdürülebilirlik ilkelerine odaklanmak.
Alt Yapı İyileştirmeleri:
Yollar, su ve kanalizasyon hatları, elektrik şebekeleri gibi alt yapı sistemlerini güçlendirmek.
Sosyal Gelişim:
Toplulukların dayanışmasını artırmak, sosyal ve kültürel alanları geliştirmek.
Ekonomik Canlılık:
Yeniden yapılanan bölgelerde ticaretin ve ekonominin canlanmasını sağlamak.
Kentsel dönüşüm sürecinde, yerel yönetimler, özel sektör ve yerel halk genellikle işbirliği yapar. Ancak, bu süreç bazen mevcut sakinlerin yer değiştirmesi ve toplu konut projelerinin uygulanması gibi zorluklar içerebilir. Bu nedenle, kentsel dönüşüm sürecinde şeffaf, katılımcı ve sürdürülebilir politika ve uygulamalar önemlidir.
Kentsel Dönüşüm Şartları
Türkiye’de kentsel dönüşüm süreci, genellikle çeşitli şartlar ve kriterler üzerine kurulmuş bir düzenlemeye tabidir. Bu şartlar, genelde riskli yapılar, çarpık kentleşme, doğal afetlere karşı hassasiyet gibi faktörlere odaklanır. İşte Türkiye’de kentsel dönüşüm şartlarının temel unsurları:
Riskli Alanlar ve Yapılar:
Deprem, sel gibi doğal afetlere karşı riskli bölgeler ve bu bölgelerde bulunan yapılar kentsel dönüşüm kapsamına alınır.
Teknik Raporlar ve Değerlendirmeler:
Riskli alanlardaki binaların teknik değerlendirmeleri yapılır ve bu değerlendirmeler sonucunda teknik raporlar hazırlanır.
Yerinde Dönüşüm ve Yıkım:
Yapının durumuna bağlı olarak, yerinde dönüşüm (mevcut yapının güçlendirilmesi) veya yıkım ve yeniden yapılanma seçenekleri değerlendirilir.
Yerel İmar Planları:
Kentsel dönüşüm projeleri, yerel imar planlarına uygun olmalıdır. Plan değişiklikleri ve revizyonlar, dönüşüm projelerinin yasal zemini oluşturur.
Halkın Katılımı:
Kentsel dönüşüm sürecinde, etkilenen bölge sakinlerinin katılımı önemlidir. Toplumun talepleri ve ihtiyaçları dikkate alınmalıdır.
Finansal Destek ve Teşvikler:
Kentsel dönüşüm projelerine finansal destek ve teşvikler sağlanabilir. Bu, özellikle mülk sahiplerini ve yatırımcıları teşvik etmeyi amaçlar.
Çevresel ve Sosyal Uyum:
Dönüşüm projeleri, çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olmalıdır. Yeşil alanlar, sosyal tesisler gibi unsurlar gözetilir.
Kamu ve Özel Sektör İşbirliği:
Kentsel dönüşüm genellikle kamu ve özel sektör işbirliği ile gerçekleştirilir. Yerel yönetimler, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyon önemlidir.
Türkiye’de kentsel dönüşüm, yerel düzenlemelere ve bölgesel ihtiyaçlara göre değişiklik gösterebilir. Bu nedenle, spesifik bir proje üzerinde çalışılırken ilgili yerel yönetim ve resmi kaynaklardan alınan güncel bilgiler önemlidir.
Kentsel Dönüşüm Nasıl Yapılır?
Türkiye’de kentsel dönüşüm genellikle belirli bir süreç dahilinde yürütülen resmi bir projedir. İşte Türkiye’de kentsel dönüşüm sürecinin genel adımları:
Riskli Alan Belirleme:
Türkiye’de kentsel dönüşüm genellikle deprem riski taşıyan alanlarda uygulanır. Bu bölgelerde riskli yapılar tespit edilir.
Teknik Rapor ve Değerlendirme:
Riskli binaların teknik değerlendirmesi yapılır ve buna göre teknik raporlar hazırlanır. Bu raporlar, binaların güçlendirilip güçlendirilemeyeceğini belirler.
İmar Planları ve Revizyon:
Bölgedeki imar planları, kentsel dönüşüm projelerine uygun hale getirilir. Gerekirse, plan revizyonları yapılır.
Yerel Yönetim ve Kamu İşbirliği:
Kentsel dönüşüm projelerinde genellikle yerel yönetimler, kamu kurumları ve özel sektör işbirliği yapar. Projelerin başarılı bir şekilde yürütülmesi için tüm paydaşlar arasında koordinasyon önemlidir.
Kamuoyu Bilgilendirme ve Katılım:
Kentsel dönüşüm süreci boyunca, etkilenen bölge sakinleri ve kamuoyu düzenli olarak bilgilendirilir. Toplumun görüşleri ve katılımı önemsenir.
Mülkiyet ve Emlak Değerleme:
Projede yer alan binaların sahipleriyle anlaşmalar yapılır ve mülkiyet devir işlemleri başlatılır. Emlak değerleme çalışmaları yapılır.
Yıkım ve Yeniden İnşa:
Eğer bina güçlendirme mümkün değilse, yıkım ve yeniden inşa süreci başlar. Yeniden inşa edilen binalar, güncel inşaat standartlarına uygun olarak yapılır.
Altyapı İyileştirmeleri:
Kentsel dönüşüm projeleri genellikle altyapı iyileştirmelerini de içerir. Yollar, su ve kanalizasyon hatları, elektrik şebekeleri gibi altyapı sistemleri güçlendirilir.
Sosyal ve Çevresel Uyum:
Projeler, sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik ilke ve standartlarına uygun olarak tasarlanır. Yeşil alanlar, sosyal tesisler gibi unsurlar gözetilir.
Türkiye’de kentsel dönüşüm süreci, yerel düzenlemelere ve projenin özelliklerine bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, ilgili yerel yönetim ve resmi kaynaklardan alınan güncel bilgilerle projenin spesifik detaylarına odaklanmak önemlidir.
Kentsel Dönüşümden Nasıl Faydalanabilirim?
Eğer siz de riskli bir alanda veya riskli bir binada oturduğunuzu düşünüyorsanız kentsel dönüşüm projelerinden faydalanmanız oldukça kolaydır. Her şeyden önce deprem risk raporu alarak binanızın riskli olduğunu kanıtlamanız gerekmektedir.
Deprem risk raporu, doğal afetlere karşı binanın dayanıksız olduğunu gösteren resmi belgelerdir. Dolayısıyla raporda, hedef yapının riskli olduğu belirtilmelidir. Deprem risk raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisanslandırılan inşaat, mimarlık ve mühendislik şirketlerinden alınabilir.
Kentsel dönüşüm hakkı kazanan mülk sahipleri birçok avantajla karşılaşabilir. Özellikle de tapu ücreti, belediye resim ve noter ücretleri ile harç bedellerinden muaf tutulmaktadırlar. Öte yandan kredi desteği ile kira yardımı da önemli avantajlardandır.
Kentsel Dönüşümün Sağladığı Avantajlar
Kentsel dönüşüm, şehirlerdeki yaşam kalitesini artırmayı, çevresel sürdürülebilirliği sağlamayı ve riskli alanlardaki yapıları güçlendirmeyi amaçlar. Bu süreç, bir dizi avantajı beraberinde getirir:
Güvenli Yaşam Alanları:
Deprem, sel gibi doğal afetlere karşı risk taşıyan yapılar, güvenli ve dayanıklı binalarla değiştirilir, böylece sakinler daha güvenli bir ortamda yaşar.
Çevresel Sürdürülebilirlik:
Yeniden inşa edilen alanlar, çevre dostu tasarımlar ve enerji verimliliği odaklı alt yapılarla çevresel sürdürülebilirliği artırır.
Modern ve Fonksiyonel Mekanlar:
Yıkılan veya yeniden yapılan binalar, modern mimari ve fonksiyonellik prensipleriyle tasarlanır. Bu da şehirde estetik bir dönüşüm sağlar.
Altyapı İyileştirmeleri:
Kentsel dönüşüm projeleri genellikle altyapı iyileştirmelerini içerir. Yollar, su ve kanalizasyon hatları, elektrik şebekeleri gibi alt yapı sistemleri güçlendirilir.
Ekonomik Canlılık:
Kentsel dönüşüm projeleri, yeni konut ve ticaret alanları oluşturarak ekonomik canlılığı artırır. Yeniden yapılan bölgelerde ticaretin ve ekonominin canlanmasına katkıda bulunur.
Sosyal Tesis ve Yeşil Alanlar:
Yeniden yapılan bölgelerde sosyal tesisler ve yeşil alanlar oluşturulur. Bu, toplumun bir araya gelmesini ve daha sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik eder.
Kentsel Gelişim ve Estetik İyileşme:
Kentsel dönüşüm, şehrin estetik görünümünü iyileştirir ve kentsel gelişimi destekler. Böylece şehir, çağdaş bir kimlik kazanır.
Risk Azaltma:
Riskli alanlardaki yapıların güçlendirilmesi veya yeniden inşa edilmesi, doğal afetlere karşı direnci artırarak riskleri azaltır.
Kentsel Yatırım Çekiciliği:
Kentsel dönüşüm, bölgeye yapılan yatırımların artmasına katkıda bulunarak bölgenin çekiciliğini artırır. Bu da yeni yatırımları teşvik eder.
Kentsel dönüşüm, sadece fiziksel dönüşümü değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal canlılığı da artırarak şehirlerin sürdürülebilirliğine katkıda bulunur.
Yerinde Dönüşüm
Yerinde dönüşüm, mevcut bir bina veya alanın, güçlendirilerek yeniden değerlendirilmesi ve modern standartlara uygun hale getirilmesi anlamına gelir. Bu terim genellikle kentsel dönüşüm projeleri içinde kullanılır ve genellikle riskli veya eski binaların bulunduğu bölgelerde uygulanır.
Yerinde dönüşüm, bir binanın temel strüktürünün korunarak, iç ve dış mekanların modern standartlara uygun olarak yeniden tasarlanmasını içerir. Bu süreç, sürdürülebilirlik ilkesini benimser ve mevcut kaynakları en iyi şekilde değerlendirir. Aynı zamanda, bina sakinlerinin yaşam standartlarını yükseltmeyi ve şehirdeki estetik görünümü geliştirmeyi hedefler.
Yerinde dönüşümde genellikle şu adımlar izlenir:
Teknik Değerlendirme:
Mevcut bina teknik olarak değerlendirilir. Strüktür, mühendislik hesaplamaları ve güvenlik açısından incelenir.
Mülkiyet ve Anlaşmalar:
Bina sahipleri ve proje geliştirici arasında mülkiyetle ilgili anlaşmalar yapılır. Bu aşamada, mülkiyet devir işlemleri başlar.
Proje Tasarımı:
Yerinde dönüşüm projesinin tasarımı yapılır. Modern standartlara uygun olarak iç ve dış mekanlar, enerji verimliliği, güvenlik gibi faktörlere odaklanılır.
Uygulama ve İnşaat:
Tasarım onaylandıktan sonra, inşaat süreci başlar. Bina güçlendirme, iç mekan düzenlemeleri ve diğer gerekli iyileştirmeler yapılır.
Sosyal ve Çevresel Uyum:
Yerinde dönüşüm projeleri, sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olarak tasarlanır. Toplumun ihtiyaçlarına ve çevreye duyarlılığa odaklanılır.
Yerinde dönüşüm, genellikle riskli binaların güçlendirilmesi ve modern yaşam standartlarına uyumlu hale getirilmesi için tercih edilen bir yöntemdir. Bu, binaların ve bölgelerin gelecekteki kullanımını artırarak kentsel dönüşüm projelerine önemli bir katkı sağlar.
Binanın Riskli Olup Olmadığı Nasıl Belirlenir
Bir binanın riskli olup olmadığını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetkilendirilen kurumsal mimarlık, mühendislik ve inşaat şirketleri tarafından belirlenir.
Yönetmeliğe göre, “bir binanın ekonomik ömrünü yitirmesi onu riskli hale getirmektedir” der. Ayrıca ağır risk taşıyorsa yıkılması ve yeniden inşa edilmesi gereklidir.
Öte yandan binanın riskli olup olmadığını belirlemek için binadaki hak sahiplerinden biri de başvuru yapabilmektedir. Üstelik rezerv ve uygulama alanı olarak ilan edilen alanlardaki bütün binalar riskli sayılmaktadır.